17 Eylül 2014 Çarşamba

VE GELİR, ACI.

   Tuhaf şey acı. Kuşu avlayan kedi, trafik kazası, yangın... Acı gelir, GÜM, ve oradadır, üzerinize oturur. Gerçektir. Ve başkalarına bir ahmak gibi görünürsünüz. Birden bire aklınızı yitirmişsiniz gibi. Neler hissettiğinizi anlayan, nasıl yardım edileceğini bilen birini bulmaktır tek ilaç.

- ( KADINLAR, SAYFA:55 )

AYNI HAYATLAR, FARKLI İNSANLAR

   Donny içkileri getirdi ve Dee Dee ile muhabbete girdi. Aynı insanları tanıyor gibiydiler. Ben hiçbirini tanımıyordum. Kolay değildi beni heyecanlandırmak. Umurumda değildi. New York'u sevmiyordum. Hollywood'u sevmiyordum. Rock müziğini sevmiyordum. Hiç bir şey sevmiyordum. Korkuyordum belki de. Evet, evet -korkuyordum. Perdeleri çekilmiş bir odada tek başıma oturmak istiyordum. Doyamazdım ona. Deliydim. Kaçık. Ve Lydia gitmişti.
   İçkimi bitirdim, Dee Dee bir tane daha söyledi. Kendimi metres gibi hissetmeye başlamıştım, harika bir duyguydu. Kasvetimi dağıtıyordu. Beş parasız olup kadının tarafından terk edilmek kadar kötü bir şey daha yoktur. İçki yok, iş yok; duvarlar sadece, oturur duvarları seyreder ve düşünürsün. Buydu kadınların intikamı, ama onlara da acı veriyor, onları da zayıflatıyordu. Ya da ben böyle olduğuna inanmak istiyorum.
   Kahvaltı güzeldi. Değişik meyvelerle süslenmiş bir yumurta... ananas, şeftali, armut... biraz ceviz, baharat. İyi bir kahvaltıydı. Kahvaltıyı bitirdik, Dee Dee bana bir içki daha söyledi. Dee Dee hoştu, muhabbeti kararlı ve eğlendiriciydi. Beni güldürebiliyordu, gülmeye ihtiyacım vardı. Kahkaham içimde bir yerde kükremeyi bekliyordu: HAHAHAHAHAHA, ooo tanrım, HAHAHA. Öyle iyi oluyordu ki kükrediğinde. Hayata dair bir şeyler biliyordu Dee Dee. Birimizin başına gelenin çoğumuzun başına geldiğini biliyordu. Hayatlarımız o kadar farklı değillerdi -farklı olduğunu düşünmekten hoşlansak bile.

- ( KADINLAR, SAYFA:54 )
 

SEVİLMEYİ HAK ETMEYEN ADAMLARA

Dee Dee bir bardak şarap daha koydu. Güzeldi şarap. Dee Dee' den hoşlanıyordum. İşler yolunda gitmediğinde insanın sığınabileceği bir yeri olması hoştu. İşler kötü gittiğinde ortalıkta kimseciklerin olmadığı günleri anımsadım. Böylesi daha iyi olmuştu benim için belki. Öyleyse ? Ama benim için iyi olanla ilgilenmiyordum. Kendini nasıl hissettiğimle ve kötü hissettiğimde buna son vermekle ilgileniyordum. Tekrar iyi hissetmekle.
   "Seni üzmek istemiyorum, Dee Dee," dedim. "Kadınlarla her zaman iyi değilimdir."
   "Seni sevdiğimi söyledim sana."
   "Yapma. Sevme."
   "Pekala," dedi, "sevmem seni, ama neredeyse severim. Öyle olur mu? "
   "Öbür türlüsünden çok daha iyi."
  Şaraplarımızı bitirip yatağa girdik...

- ( Kadınlar, Sayfa:52 )