30 Ekim 2016 Pazar

CAN ÇIKAR HUY ÇIKMAZ

bu intihal, elbette, burada
ellerim ve ayaklarımla oturmuş,
bir ölümcül sigara daha
yakıyorum,
sonra daha da ölümcül alkolden
koyuyorum kendime,
ve bu intihal
çünkü bir zamanlar
ayyaş fahişeme Pound okurdum,
ilk aşkıma.
bilmiyordum işte, hala da bilmiyorum.
gömdüm onu, başkalarına ilerledim,
sonra Las Vegas'ta evlendim,
ve kaybettim.

aslında yapmak istediğimiz, elbette, yüzyılların
sisini yarıp
aydınlık ve parlak yere çıkmak,
parlak ve aydınlık,
kükreyen yer.
ben denedim,
ıskaladım.

CoCo'nun Yeri'ne gidip
emekli indirimli
yemeğimi alıyorum;
hesaplı, çorba ya da salata,
meşrubat, asıl yemek, hatta
mısır ekmeği.
diğer yaşlı
osuruklarla oturup
onları dinliyorum, o kadar da
kötü değil muhabbetleri, gerçekten, onlar da
özlerine kadar yanmış.

şimdi burada oturmuş
intihal yapıyorum, muhtemelen
Idaho'da bir yerde
son portakal suyuna beynini akıtan
Küba'lı Balıkçı'dan alıyorum
gücümü
hala.

hepimiz çalarız.
ama size şu kadarını söyleyeyim,
en sevdiğim intihal biçimi
Alexander Vadisi'nin
1988 yılına ait
cabernet sauvignon şarabını bardağa
doldurmak.
bir keresinde
bir binanın ikinci katında bir odada
bir kanserli kadının elini tuttum,
yaydığı koku
binlerce metre öteden alınabilirdi,
nefesimi tuttum,
annem, annen,
herkesin annesi,
ve şöyle dedi ölürken,
"Henry, o korkunç
sözcükleri neden
yazıyorsun?"

- ( Kimse Bilmez Ne Çektiğimi ; S: 188/189 )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder