sonra baktım beni omuzlamış, Sanchez'den söz ediyorum, yukarıya taşıyor, yatak odasına, kadını ile şey ettikleri yere ve kendimi yatağın üstünden buluyorum, Sanchez gitmiş, kapı kapalı, ve müzik sesi geliyor aşağıdan, ve kahkaha, ikisinden de, ama sevecen kahkahalar, kötülük yok, ve bilemiyorum ne yapacağımı, insan en iyisini pek ummaz, ne talihin ne de insanların, herkes sonunda hüsrana uğratır, neyse sonra kapı açılıyor, bir ışık hüzmesi, Sanchez kapıda-
"hey, Bubu, bir şişe kaliteli Fransız şarabı... yavaş iç, iyi gelecektir. uyursun. mutlu ol. seni sevdiğimizi söylemeyeceğim, kolaya kaçmak olur. aşağı gelmek, dans edip şarkı söylemek, konuşmak istersen, o da olur. ne istersen onu yap. işte şarap."
şişeyi elime tutuşturuyor. çılgın bir korneti kaldırır gibi kaldırıyorum şişeyi, tekrar tekrar. perdedeki yırtıktan yıpranmış ayın bir parçası sıçıyor odaya. tam anlamı ile güzel bir gece; hapis değil; çok uzak hapiste olmaktan...
sabah uyanınca aşağı inip işiyor, heladan çıkıyorum. tek kişinin zor sığacağı kanepede uyurken buluyorum onları, ama tek kişi değiller, ve yüzleri birlikte uykuda, ve bedenleri birlikte uykuda, nedir bu duygusallık??? minicik bir yumru oluşuyor gırtlağımda sadece, güzelliğin kasvete kendiliğinden dönüşü, birilerinin bu güzelliğe sahip olduğunu bilmek, benden nefret bile etmediklerini bilmek... ve hatta bana neyi dilemeleri?...
sadık ve duygulu ve hasta ve kasvetli ve Bukowski olarak çıkıyorum dışarı, yaşlı, yıldızlı bir güneş, tanrım, son köşeye çekilmek, son gecenin fırtınası, soğuk bay C., acımasız H., Mary Mary, duvarda bir böcek kadar net, aralık sıcağı bir beyinağı ölümsüz omurgamda, merhamet, Kerouac'ın Meksika rayları üstünde ölü yatan bebeği gibi, kulübelerinde bırakıyorum onları, dahiyi ve sevgilisini, ikisi de benden üstün, ama Anlam, bu işte, sıçarak, kayarak, ta ki, belki bunu tek başıma yazana dek, birkaç şeyi dışarıda bırakmak kaydı ile (muhtelif güçlü kaynaklar tarafından tamamen normal ve aptalca mutluluk verici olan şeyler yapmakla suçlanıyorum)
ve on bir yıllık arabama atlıyorum
oradan uzaklaştım bile
kendimin ötesinde kaçak bir öykü yazıyorum
aşk üstüne
ama, belki, size bir anlam
ifade eder.
kullarınız
Sanchez ve Bukowski
hamiş. -bu kez aynasızlar ıskaladı. yanınızda yutabileceğinizden fazlasını bulundurmayın: aşk, tutku ya da nefret.
- (KASABANIN EN GÜZEL KIZI, SAYFA:84/85)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder