Bardağı dipledim, şişede kalan son şarabı koydum. Playe del Ray'deydim. Soyunup elbiselerimi kanepeye fırlattım. Hiç bir zaman iyi giyinen biri olamadım. Gömleklerim soluk ve küçüktü, beş altı yıllık, paçavra. Paltolonlarım da öyle. Alışverişten nefret ediyordum, tezgahtarlardan nefret ediyordum; sizi küçümser, hayatın sırrını keşfetmiş gibi davranırlardı.Benim sahip olamadığım bir özgüvene sahiptiler. Ayakkabılarım her zaman eski ve buruşuktu, ayakkabı mağazalarında da nefret ederdim. Elimdeki kullanılmaz hale gelinceye dek hiç bir şey satın almazdım, araba dahil. Bir satıcıya gereksinimi olan bir alıcı olamadım hiçbir zaman; özellikle satıcı bu kadar yakışıklı, soğuk ve üstünken. Hem, zaman alıyordu bütün bunlar, ayaklarını uzatıp içmek varken.
- KADINLAR ( SAYFA: 227 )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder