dünyada benim kadar akşamdan kalmalık yaşamış
bir kişi daha olduğunu sanmıyorum
ve henüz öldürmediler beni
ama o sabahların
bazıları
ölümden beterdi.
bildiğiniz gibi, en kötüsü fosur fosur sigara
içip hap atarken boş mide ile
içmektir.
ve akşamdan kalmalığın en kötü biçimi
arabanızda ya da yabancı bir odada
ya da kodeste uyanmaktır.
uyanıp
bir gece önce korkunç bir şey
yaptığını hatırlar ama
ne olduğunu
hatırlayamazsınız.
ve mutlaka bir arıza söz
konusudur -bazı organlarınız
zedelenmiştir, paranız ve/veya varsa
muhtemelen ve sık sık
arabanız kayıptır.
ve varsa kız arkadaşınızı ararsınız
ve telefonu yüzünüze kapatması kuvvetle
muhtemeldir.
ya da o an yanınızda ise, köpüren
öfkesini hissedersiniz.
ayyaşlar asla bağışlanmaz.
ama ayyaşlar kendilerini bağışlar
çünkü tekrar içmeye
ihtiyaçları vardır.
on yıllardan beri içen biri
olmak korkunç dayanıklılık
ister.
içki arkadaşların
içkiden ölmüşlerdir.
kendinden defalarca hastaneye
düşmüşsündür ve "bir içki daha
içersen ölürsün," şeklinde uyarılmış
ama ondan da birden fazla içerek
yırtmışsındır.
yaş olarak
bir asrın dörtte üçüne
yaklaşırken
sarhoş olabilmek için
daha fazla içkiye ihtiyaç
duyarsın.
ve akşamdan kalmaların daha kötüdür,
kendine gelme süresi
daha uzun.
ve olağanüstü aptalca olan şey
şu ki
yaptıklarından
ve hala yapıyor olmaktan
pişmanlık
duymazsın.
bunu en kötü akşamdan kalmalıklarımdan birinin
boyunduruğunda yazıyorum
ve aşağıda
çeşit çeşit içki var.
canavarca
harikuladeydi
her şey,
bu deli ırmak,
bu deşici
yağmalayıcı
delilik,
allah bunu benden başka kimsenin
başına vermesin,
amin.
- ( Gülün Gölgesinde ; S: 112 / 113 / 114 )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder