7 Ekim 2017 Cumartesi

SERİN SERİN ESEN BİR DELİ RÜZGAR

bütün suçu babama yüklememeliydim, ama,
çiğ ve anlamsız nefretle
ilk o tanıştırdı beni.
bu konuda üstüne yoktu: herhangi bir şey ve her şey
nefretini kabartmaya yeterdi
ve onu rahatsız eden şeylerin başında
ben geliyordum.
korkmuyordum ondan
ama öfkesi yüreğimi dağlıyordu
çünkü o yaşta dünyamdı benim
ve korkunç bir dünyaydı bu, ama bütün suçu
babama yüklememeliydim çünkü orayı...evi...terk ettiğimde
kopyaları her yerde karşıma çıktı: babam bütünün küçük bir
parçasıydı
sadece, ama tanıdığım insanlar içinde kimse nefret duymada
eline su dökemezdi.
başka ustalar da tanıdım ama: kimi ustabaşılar, kimi berduşlar,
birlikte olduğum kadınların çoğu da iyiydiler
nefret duyma işinde-sesimi, tavırlarımı, varlığımı
bahane edip beni suçladılar başarısızlıkları için,
beni memnuniyetsizliklerinin hedefi yapıp onları
başarısız geçmişlerinden çekip çıkartmadığım için
suçladılar; benim de kendime göre sorunlarım olduğunu
idrak etmeksizin-sorunlarımın çoğu onlarla birlikteliğimden
kaynaklanıyordu.

uysal adamım ben, kolaylıkla nedensiz mutlu, hatta aptalca
mutlu edebilirim ve tek başıma bırakılmaktan
genellikle hoşnutumdur.

ama o denli sık ve uzun zamandır birlikteyim ki
bu nefretle,
tek özgürlüğüm, tek huzurum onlardan uzak
olmak ve başka yerde olduğumda, neresi olursa olsun-
kahve servisi yapan şişman ve yaşlı bir kadın garson onlara kıyasla
serin serin esen bir deli rüzgardır.


- ( Bana Aşkını Getir ; S: 108 / 109 )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder